İSMET PAŞA & EYMİR

EYMiR KÖYÜ TANITIM MUHTARLARIMIZ iSMET iNÖNÜ & EYMiR SEHiTLERiMiZ EYMiRLiYiM My Photos

İSMET PAŞA'NIN KÖYÜMÜZE GELİŞİ

İsmet Paşa, İstanbul’dan Ankara’ya geçerken güvenli olarak konakladığı yerlerden biri de köyümüzdür. Bir gün akşam, havanın kararmasıyla beraber, o günkü yerleşim yerinin muhtarı Hacı Abbas’ın evine 3 atlı misafir gelir. Asker olduklarını söylerler ancak isimlerini belirtmezler. Muhtarın Ankara’da olduğu gün gelmişlerdir. Muhtarın amcası H. Osman’ın evine misafir kabul edilirler. O evde 3 atlıdan birinin İsmet Paşa olduğu anlaşılır. İsmet Paşa muhtarı sorar ev halkı, muhtarın Ankara’ya gittiğini söylerler ancak niçin Ankara’da olduğunu söylemezler ( Eymir Köyü muhtarı, Nallıhan delegesi Bağluca Köyünden Mustafa Beyle Ankara’da Kuvay-i Milliye toplantısındadır.) . O gece, 3 askerden birinin evin avlusunda yattığı ve o askerinde İsmet Paşa olduğu rivayet edilir.

 

Sabahleyin erkenden köyün bekçisiyle birlikte, eski Çayırhan’a kadar giderler, köy bekçisi 3 atlıya oraya kadar yol gösterir.

 

Bugünkü Termik Santralinin olduğu yere gelindiğinde karşıda (Solto Boğazı) bir at arabası belirir. Solto Boğazı’nın girişinde karşılaşırlar, İsmet Paşa at arabasındakilere kim olduklarını sorar. Ankara’dan dönen muhtar, yolda ki eşkıyadan, başıbozukluktan çekinmekte ve Solto Boğazı’nı güvenli geçmenin telaşı içindedir ve karşıdan gelen 3 atlıyı görünce telaşa kapılır. İsmet Paşa “Abbas kim?” diye sorar. Bu soru üzerine muhtarın eli ayağına dolaşır. Muhtarın korktuğunu gören İsmet Paşa, muhtara korkmaması gerektiğini söyler ve kendini tanıtır. Bunun üzerine muhtar rahatlar ve İsmet Paşa, Ankara’nın durumu ve Kuvay-i Milliye toplantısını sorar.

 

Daha sonra birbirlerine selamet dileyerek yollarına devam ederler.

 

KAYNAK KİŞİ:

 

O dönemin muhtarı H. Abbas Gürkan bu olayı oğulları Vahid Gürkan ve Galip Gürkan’a aktarmıştır. Muhtarımız Ömer Tosun’a ise bu olayı Galip Gürkan aktarmıştır.

EYMİR TOTEMİ - TEKE

Etnograf Y. Zuyev, Eymir etnoniminin anlamı hakkında özel bir makale kaleme almıştır. Bu makaleye göre, Eymir boyunun adı totemden ortaya çıkmıştır. Etnonimin anlamı da "teke"dir. Çünkü Reşidüddin, Eymirlerin toteminin "teke" olduğunu yazmıştır. Ayrıca, 10. Ve 11. yüzyıllarda yazılan Çin kaynaklarında, kara kuyruklu "imo (imir)" şeklinde bir hayvan adına rastlanmıştır. Bu hayvan dağ keçisi veya geyik olmalıdır. Y. Zuyev, bu bilgileri göz önünde tutarak "imir" adını iki kısımda incelemiştir: "im" ve "-r (ek)". Ona göre, "im" sözü şimdiki Türkmencedeki "umga/yumga (dağ keçisi)" ve "emmek" sözlerinde korunmuştur. Bu söz "teke, keçi" anlamın¬dadır. Eymir adının anlamı hakkında Avrupalı bilim adamlarının da çeşitli görüşleri olmuştur. Bunlardan biri olan Hamilton, bu adın anlamını "şanlı, şerefli, itibarı yüksek kişi" olarak açıklamıştır. Totem:İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun. Kaynaklar: 1.Prof. Dr. Soltanşa Atanıyazov( Şecere Ansiklopedik Türkmen Etnik Adları Sözlüğü), 2.Türk Dil Kurumu

AB'YE TÜRKİYE'DEN ÖNCE GİREN EYMİR KÖYÜ

Eymir Köyü, birlik ve beraberliğiyle örnek bir köy olarak tanınıyor. Köy hayatını özleyenlere, çocuklarına köy yaşamını göstermek isteyenlere tavsiyemiz, bu köyü görmeleri Köye gelip meydana kime selam verseniz size köylerini gezdirebilir. Çok misafirperver bir özelliğe sahip köyde, köy kahvesine gidip çay içebilirsiniz. Köyün hanımlarının yaptığı gözlemeler de enfes. Hatta köy hanımları şöyle diyor Biri gelsin bize ziyarete; Kim olsa evimizi açarız, yediririz, gezdiririz. Biz insanı çok severiz. 350 haneli Eymir Köyünde 650 nüfus yaşıyor. Kuru tarım ve hayvancılık yapılan köyün sıcak insanları bizi köyün meydanında karşılıyorlar. Damlamalı sulamaya geçilmesiyle, köyde birçok ürün yetiştirilebilecek. Eymir, Nallıhanın en büyük köyü. Ankaraya 150km, Nallıhana 17 km uzaklıkta bulunuyor. Eymirde, AB ülkelerinden gelen gazeteciler köylülerle sohbet edip bir de AB oylaması yapmışlar. Kadınlar oylamaya katılmamış ama köyün erkeklerinin tamamı ABye girme isteklerini el kaldırarak belirtmişler. İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Alparslan Türkeş bu köye uğramış. Hatta köyün trafosunu Demirel açmış. Son yıllarda genç nüfusun azalmasıyla, köyün okulu kapanmış. Köydeki çocuklar servisle Nallıhana gidiyorlar her gün. Eymir köyünde okuryazar oranı da yüksek. Kadınlar, köyde daha çok bahçe işleriyle vakit geçiriyorlar. Kurs da açılmadığı için kadınların köyde yapacak pek fazla bir şeyleri olmadığından yakınıyorlar. Nallıhana gitmek istediklerinde çocuklarının okul servisleriyle gidip geldiklerinden söz ediyorlar. Yeni yapılan bağlar, köylüleri memnun ediyor. Köyde bahçe sulama, sırayla yapılıyor ve anonsla duyuruluyor. Burada düğünler, cumadan başlıyor ve çok renkli geçiyor. Sarmalar, ekmekler, hazırlanıyor. Ayrıca sadece bu köye ait bir pilav var. Kaşık pilavı; bulgur, nohut, pirinç, et ve tavuk etinden yapılıyor. Hacet bayramını Haziranda kutlayan Eymir köyü, o gün çevreden ve şehirden gelenlerle çok keyifli bir gün geçiriyor. Camide okunan mevlidin ardından yemek şöleni başlıyor. Bu köyde buğday ve arpa üretimi yapılıyor. Erkeklerin çoğu termik santralinden emekli. Besicilik de yapılan köyde üretilen etler Adapazarında ve Nallıhan merkeze satılıyor. Her gün 4-5 ton süt toplanan köy, Güngör ve Han-süte satıyor. Cumaları Pazar kuruluyor. Ayrıca arıcılıkta yapılıyor. Tamamen doğal olan bal, Ağustostan sonra satılıyor. Köyün sulama göleti, göçmen kuşları ağırlıyor. Aynalı sazan da bu gölde yaşıyor. Artık eski evlerin çok azaldığı köyde, damlalı sulamanın ardından sulamada yapabilecekler.